Bir haftalık iznim bitti, bu sabah yine işimin başındayım. Sabah otobüsle işe gelirken insanları gözlemledim. Otobüsün durduğu her durakta ve yol kenarlarında gördüğüm insanların yüzlerinde birşey dikkatimi çekti. "Mutsuzluk" evet dikkatimi çeken şey buydu, insanlar mutsuzdu. Herkezin yüzü asık halsiz ve bitkindi. İstanbulda yaşamayanlar belkide niye mutsuzlar o kadar güzel bir şehirde yaşıyorlar derken, İstanbulda yaşayanlar bunun sebebini az çok hafızalarında canlandırabilirler. İstanbulda yaşamak, hayata tutunmak zordur. Sabahın köründe (heleki bu köprü tamiri olan günlerde) yollara düşmek, otobüs minibüs ve metrobüs duraklarında kalabalıkla boğuşmak, yeşil ışıkta yaya olarak karşıya geçerken bile şehadet getirmek, işyerinde bi dünya işle ve insanla boğuşmak, aynı trafiği, birbirine saygısı yada tahammülü kalmamış insanlarla akşam tekrar çekmek, ve en nihayetinde kazaya tacize kapkaça uğramadan eve varmak ve buna şükretmek. Komşuluğun eski türk filmlerinde kaldığı, insanların bencillikte zirve yapıp birbirini çıldırttığı mahallelerde sokaklarda insan olmaya ve hayatta kalmaya çalışmak...
23 Temmuz 2012 Pazartesi
Güzel Şehrin Mutsuz İnsanları...
Herkeze merhaba,
Bir haftalık iznim bitti, bu sabah yine işimin başındayım. Sabah otobüsle işe gelirken insanları gözlemledim. Otobüsün durduğu her durakta ve yol kenarlarında gördüğüm insanların yüzlerinde birşey dikkatimi çekti. "Mutsuzluk" evet dikkatimi çeken şey buydu, insanlar mutsuzdu. Herkezin yüzü asık halsiz ve bitkindi. İstanbulda yaşamayanlar belkide niye mutsuzlar o kadar güzel bir şehirde yaşıyorlar derken, İstanbulda yaşayanlar bunun sebebini az çok hafızalarında canlandırabilirler. İstanbulda yaşamak, hayata tutunmak zordur. Sabahın köründe (heleki bu köprü tamiri olan günlerde) yollara düşmek, otobüs minibüs ve metrobüs duraklarında kalabalıkla boğuşmak, yeşil ışıkta yaya olarak karşıya geçerken bile şehadet getirmek, işyerinde bi dünya işle ve insanla boğuşmak, aynı trafiği, birbirine saygısı yada tahammülü kalmamış insanlarla akşam tekrar çekmek, ve en nihayetinde kazaya tacize kapkaça uğramadan eve varmak ve buna şükretmek. Komşuluğun eski türk filmlerinde kaldığı, insanların bencillikte zirve yapıp birbirini çıldırttığı mahallelerde sokaklarda insan olmaya ve hayatta kalmaya çalışmak...
Velhasıl İstanbulda yaşamak çoğu zaman İstanbul kadar güzel olmasada, bu yedi tepeli şehrin insanda güzel duygular anılar yarattığıda bir gerçek. Pier Loti'den haliçe bakmak, bebekte üç beş tur atmak, İstiklalde ıslak hamburger yemek, Beşiktaştan vapura binmek...Şehrin suçu günahı yok, asıl mesele burada yaşayan insanları düzeltmek...
Bir haftalık iznim bitti, bu sabah yine işimin başındayım. Sabah otobüsle işe gelirken insanları gözlemledim. Otobüsün durduğu her durakta ve yol kenarlarında gördüğüm insanların yüzlerinde birşey dikkatimi çekti. "Mutsuzluk" evet dikkatimi çeken şey buydu, insanlar mutsuzdu. Herkezin yüzü asık halsiz ve bitkindi. İstanbulda yaşamayanlar belkide niye mutsuzlar o kadar güzel bir şehirde yaşıyorlar derken, İstanbulda yaşayanlar bunun sebebini az çok hafızalarında canlandırabilirler. İstanbulda yaşamak, hayata tutunmak zordur. Sabahın köründe (heleki bu köprü tamiri olan günlerde) yollara düşmek, otobüs minibüs ve metrobüs duraklarında kalabalıkla boğuşmak, yeşil ışıkta yaya olarak karşıya geçerken bile şehadet getirmek, işyerinde bi dünya işle ve insanla boğuşmak, aynı trafiği, birbirine saygısı yada tahammülü kalmamış insanlarla akşam tekrar çekmek, ve en nihayetinde kazaya tacize kapkaça uğramadan eve varmak ve buna şükretmek. Komşuluğun eski türk filmlerinde kaldığı, insanların bencillikte zirve yapıp birbirini çıldırttığı mahallelerde sokaklarda insan olmaya ve hayatta kalmaya çalışmak...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
PERA PALAS'TA ÇAY SAATİ ...
Merhabaaaa uzun bir aradan sonra blog okuyan canım insanlar :) Geçtiğimiz haftasonu çok özel bir gün geçirdim tarihi Pera Palas Oteld...
-
Birinci dereceden arkadaş ve akrabaların yurt dışına gitmesi her zaman iyidir, faydalıdır :) Komşuda pişer, muhakkak sizede düşer :) Kızk...
-
Bir süredir youtube da ve bloglarda sıkça ismini duyuyorum Uzak Işıklar'ın. Geçtiğimiz hafta bir işim için anadolu yakasındaydım, ve ...
-
Şu yukarıda görmüş olduğunuz büyük kutu benim oje kutum. Kapağı kapanamayacak kadarda dolu :) O yüzden bir kısım ojelerimde şifonyerimin...
aynı şeyi ben de hissediyorum, insanların yüzlerinden okunuyor. herkes birbirini dövecekmiş gibi bakıyor nedense o__O
YanıtlaSilMaalesef, artık insanlar birbirine çok uzak ve çok bencil..Ben bile insanlardan uzak durur hale geldim..
YanıtlaSil